Anasayfa / yhybzkrt (sayfa 10)

yhybzkrt

Nûman bin Mukarrin (r.a.)

Hicret’in 5. yılıydı… Medine sokakları, Müslüman olmak için âdeta yarış edercesine akın eden kavim ve kabilelerle şenleniyordu. Müzenî kabilesinden de 10 kişilik bir heyet geldi. Heyette bulunanlar bir müddet Peygamberimizin sohbetinde bulunduktan sonra Müslüman oldular. Bu 10 kişiden birisi de Nûman bin Mukarrin’di (r.a.). Hz. Nûman, cesaretiyle meşhurdu. Bu cesaretini …

Devamı

Mus’ab bin Umeyr (r.a.)

Re­sû­lul­lah’ın (a.s.m.) haklarında, “Ashâbım yıldızlar gibidir, hangisine tabi olursanız hidayete erişirsiniz.”[1]buyurdukları sahabilerin her biri bizler için ibret ve örneklerle dolu bir hayatın sahibidir. Her sahabiden alacağımız dersler var­dır. Mus’ab bin Umeyr de (r.a.) bu mümtaz insanlardan biridir. Bu yıldız sahabi, İslam’ı kabul etmeden önce Mekke’nin en sevilen, genç ve itibarlı …

Devamı

Mugîre bin Şû’be (r.a.)

Akıl ve zekâları, muhakeme ve üstün kabiliyetleri dolayısıyla Araplar tarafın­dan “dâhi” denilen dört zatın birisi de Mugîre bin Şu’be’dir.[1]Hz. Mugîre, büyük meseleleri halletmekte son derece mahirdi. Bir dava ne kadar müşkil olursa ol­sun, onu çözmek için mutlaka bir çıkar yol bulurdu. En dehşetli hadiseler karşı­sında dahi şaşkınlığa kapılmaz, soğukkanlı olarak …

Devamı

Muâz bin Cebel (r.a.)

Muâz bin Cebel (r.a.), Akabe Biatı’nda daha 18 yaşındayken Müslüman ol­muştu. Medineli olup, Hazreç kabilesinin Benî Seleme koluna mensuptu. Re­sû­lul­lah’ın ifadesiyle, ümmete karşı en merhametli olan Hz. Ebû Bekir, Al­lah’ın emrini ifa hususunda en serti Hz. Ömer, hayâ bakımından en doğru olan Hz. Osman (r.a.), feraizi (miras hukukunu) en iyi …

Devamı

Muammer bin Abdullah (r.a.)

Hz. Muammer, İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu. İkinci kafileyle Habeşistan’a hicret etti. Bir müddet sonra Mekke’ye tekrar döndü. Medine’ye hicret etmekte bi­raz gecikti, bu sebeple savaşlara iştirak edemedi. Veda Haccı’na katıldı. Peygamberimizin hizmetinde bulundu. Re­sû­lul­lah’ın devesi üzerinde bulunan “mahmil”i düzenlemekle vazifelendirilmişti. Bir defasında iyice bağla­madığı için “mahmil” yolda sallanmaya başladı. …

Devamı

Mikdad bin Esved (r.a.)

İslam’ın kurtarıcı elinin ulaştığı insanların sayısı gün geçtikçe artıyordu. Ancak Müslümanlar, müşriklerin hiçbir fayda ve zararı dokunmayan putları bırakarak Cenâb-ı Hakk’a iman etmeyi büyük bir suç olarak görmeleri sebebiyle, imanları­nı gizlemeye mecbur kalıyorlardı. İşte bu kritik zamanda hiç tereddüde düşme­den iman eden bahtiyarlardan birisi de Mikdad bin Esved idi (r.a.). …

Devamı

Meysere bin Mesrûk (r.a.)

Peygamberimiz (a.s.m.) nerede bir topluluk görse, hakkı tebliğ ediyor, ilan edi­yor­du: Ukkaz’da, işte Mecenne’de, işte Zülmecâz’da… Kabile kabile dolaşıyor, hakikat çekirdeklerini, iman tohumlarını atıyordu. Kovuluyor, hakaretlere ma­ruz kalıyor, ama yine yılmıyordu. Bu tohumlar belki yıllar sonra meyve vere­cekti. O, “hakkı tebliğ” vazifesini yerine getiriyordu. İşte, Muharib bin Hafsaoğulları yurdunda 120 …

Devamı

Mâlik bin Sinan (r.a.)

Hayat yükü, geçim sıkıntısı, çoluk çocuk derdi bütün ağırlığıyla omuzundaydı. Zaruri ihtiyaçlarını bile zor şartlar altında karşılıyordu. Dünyalık namına elinde ne varsa hepsini de kaybedince bütünüyle fakr u ihtiyaç içinde kaldı. Ailesine bir avuç hurma, çocuklarının açlığını bastıracak bir parça ekmek temi­ninde güçlük çekmek, bir baba için ne kadar dayanılmaz …

Devamı

Katâde bin Nûman (r.a.)

Sahabiler kendilerine muarız olan o çevrede, bütün dünyanın karşılarında oldu­ğu o zamanda, Peygamber Efendimize (a.s.m.) öylesine gönülden bağlanmış, ona öylesine gönül vermişlerdi ki, onun uğrunda anadan babadan, yârdan serden, mal­dan mülkten geçmişlerdi. Her şeylerini onun getirdiği hidayet güneşinin dün­yayı aydınlatması, önündeki engellerin bertaraf edilmesi yolunda feda etmiş­lerdi. Re­sû­lul­lah’a (a.s.m.) olan …

Devamı

Kâ’b bin Züheyr (r.a.)

Ka’b, şair bir sülaleden geliyordu. Babası Züheyr kuvvetli bir şairdi. Yahudi ve Hıristiyanların meclislerine devam ederdi. Bu sebeple yakında bir peygambe­rin çıkacağını biliyordu. Züheyr bir gece rüyasında gökten bir ip uzatıldığını, elini uzattığı hâlde onu tutama­dığını gördü. Bunu, çıkacak peygambere kendisinin yetişemeyeceğine yordu. Çocuklarına, ona yetişirlerse iman etmelerini vasiyet etti. …

Devamı