Hz. Abdullah, İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu. Müşriklerin dayanılmaz işkencelerine maruz kaldı. Peygamberimizin müsaadesi üzerine Habeşistan’a hicret etti. Bir müddet orada kaldı. Rahattı. Kimse ibadetine engel olmuyordu. Fakat bütün Muhacirler gibi o da Resûlullah’tan ayrı kalmanın ıstırabını yaşıyordu. Daha fazla dayanamadı. Her türlü çile ve işkenceyi göze alarak Mekke’ye döndü. …
DevamıAbdullah bin Selâm (r.a.)
İslamiyet ruhları yeni yeni fethetmeye başlamıştı. Saadet güneşi olan Peygamberimize inen âyetler bir yandan bütün insanlığı hak ve hakikate çağırırken, diğer bir yandan, bilhassa Ehl-i Kitab’ı bu yüce dine davet etmekteydi. Bu davete uyanlara ebedî saadet müjdesi veriliyordu: “Ehl-i Kitab’ın hepsi bir değildir. Ehl-i Kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk …
DevamıAbdullah bin Revâha (r.a.)
Peygamberimiz henüz Medine’ye hicret etmemişti. Ama İslamiyet, Medine’de hızla yayılıyordu. Resûlullah, Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) Medine’de İslam nurunu yaymak ve Müslüman olanlara İslam’ı öğretmek için vazifelendirmişti. Cenâb-ı Hakk’ın yardımıyla bu vazifeyi güzel bir şekilde ifa eden Hz. Mus’ab, bir hac mevsiminde 2’si kadın olmak üzere 75 Müslüman’la, Peygamberimizi ziyaret etmek …
DevamıAbdullah bin Ömer (r.a.)
Sahabilerin hepsinin sünnete değer verip ona tabi olmak hususunda azami gayret gösterdiklerine şüphe yoktur. Fakat bazıları, sünnete bağlılık noktasında çok daha ileriydiler. Hele bunlardan bir tanesi vardı ki, kılı kırk yararcasına Resûlullah’a uymaya çalışırdı. Sadece ibadetle ilgili hususlarda değil, beşerî işlerinde dahi Peygamberimizi taklit ederdi. Mesela Resûlullah bir yere giderken …
DevamıAbdullah bin Mes’ud (r.a.)
Genç bir çobandı. Akabe bin Ebî Muît’in koyunlarını güderdi. Bir gün koyunlarının başında iken iki misafir geldi. Misafirler susadıklarını söyleyerek ondan süt rica ettiler. Genç çoban onlara şöyle cevap verdi: “Var, ama veremem! Bu koyunlar bana emanet edilmiştir. Sahibinin iznini almadan süt veremem. Aksi hâlde emanete hıyanet etmiş olurum.” Bunun …
DevamıAbdullah bin Mahreme (r.a.)
İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman oldu. Müşriklerin işkenceleri karşısında Habeşistan’a hicret etmek zorunda kaldı. Oradan Medine’ye hicret ederek iki hicret sevabı birden kazandı. Bedir, Uhud, Hendek ve diğer gazalara katıldı. Hz. Abdullah ilim, fazilet ve takva sahibi bir zattı. En büyük arzusu şehitlik mertebesine ermekti. Bunun için devamlı Cenâb-ı Hakk’a dua …
DevamıAbdullah bin Huzâfe (r.a.)
Bir davayı temsil etme durumundaki insanların hayatında öyle ehemmiyetli anlar vardır ki, o sırada yaptıkları küçük bir ihmal birçoklarının felaketine sebebiyet verebildiği gibi, gösterdikleri fedakârlıklar da pek çok insanın saadetine ve kurtuluşuna vesile olur. İşte insanlığın yıldız şahsiyetleri sahabiler, daima birer saadet rehberi olmuşlardır. Türlü çile ve ıstıraplara katlanmışlar, ama …
DevamıAbdullah bin Ebî Evfâ (r.a.)
Cihat meydanlarında kılıcıyla, normal zamanlarda ilim ve zekâsı ile Hakk’ın davasını dünyanın dört bir tarafına duyurmaya çalışan sahabilerden biri de Abdullah bin Ebî Evfâ’dır. Hz. Abdullah, “Abâdile-i Seb’a [yedi Abdullah]” olarak meşhur olan âlim sahabiler arasında yer alıyordu. Babası Ebû Evfâ ile birlikte Resûlullah’ın feyizli sohbetine mazhar olan Hz. Abdullah, …
DevamıAbdullah bin Ebî Bekir (r.a.)
Hz. Abdullah, Hz. Ebû Bekir’in oğlu, Peygamberimizin de kayın biraderi idi. İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Zeki ve maharetli bir insandı. Peygamberimizin hicretinde mühim hizmeti oldu. Peygamberimiz, Hicret esnasında üç gün Sevr Mağarası’nda kalmıştı. Hz. Abdullah hem onlara yiyecek getiriyor, hem de babasının tembihi üzerine müşriklerin arasında dolaşarak topladığı haberleri …
DevamıAbdullah bin Cübeyr (r.a.)
Hz. Abdullah, İkinci Akabe Biatı’nda bulunmuş, hicret ettiği takdirde Resûlullah’ı hayatı pahasına koruyacağına dair söz vermişti. Putları hiç sevmezdi. Sehl bin Hüneyf (r.a.) ile birlikte geceleyin müşriklere ait tahtadan yapılmış putları kırarlar, yakmaları için sahabilere getirirlerdi. Hz. Abdullah, İslam’ın kahraman bir mücahidiydi. İyi ok atardı. Peygamberimize itaatte kusur etmezdi. Peygamberimiz …
Devamı