Asıl ismi “Cündüb bin Cünâde” olan Ebû Zer, kabilesinin hırçın tabiatlı, cesur bir ferdi idi. Cahiliye Devri’nde süvarilerin önünü kesmekle tanınırdı. Bu sebeple Medine civarındaki kabileler, Gıfarlı Ebû Zer’den bir hayli rahatsızdı. Günün birinde Mekke’den kulağına bir haber ulaştı: “Biri çıkmış, Kureyşlilerin dinine meydan okuyormuş, yeni bir din getiriyormuş. Kureyşliler …
DevamıEbul-Yeser (r.a.)
Ebû’l-Yeser (r.a.), Ensar’dandı. İkinci Akabe Biatı’na katılmıştı. Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Bedir Savaşı’nda çok büyük kahramanlıklar gösterdi. Müşriklere kan kusturduğu bir sırada, müşriklerin safında bulunan, Peygamberimizin amcası Abbas’la karşılaştı. Onu öldürmedi. Çünkü Resûlullah, amcasının öldürülmesini yasaklamıştı. “Resûlullah seni öldürmeyi bize yasakladı.” dedi. Hz. Abbas da, “Bu, onun akraba …
DevamıEbû Umâme el-Bahilî (r.a.)
Peygamberimizin “Sen bendensin, ben de sendenim.” şeklindeki iltifatına mazhar olan ve 250 kadar hadis rivayet eden Hz. Ebû Ümâme’nin ne zaman Müslüman olduğu hakkında yeterli bilgi alınamamaktadır. Uhud Savaşı’na ve Hicret’in 7. yılında yapılan Rıdvan Biatı’na katıldığı kesindir. Yine kaynaklarımızda, Resûlullah’ın onu bazı mühim vazifelere gönderdiği kaydedilmektedir. Resûlullah’ın (a.s.m.) onu …
DevamıEbû Talha (r.a.)
Ensar’ın büyüklerinden olan Ebû Talha’nın (r.a.) asıl adı “Zeyd bin Sehl el-Busâ-rî”ydi. 20 yaşında cevval bir genç iken Müslüman oldu. Akabe Biatı’na katıldı. Kısa zamanda Peygamberimizin (a.s.m.) çok sevdiği sahabileri arasına girdi. Resûlullah, Hicret’ten sonra onunla, Muhacirlerden ve cennetle müjdelenen 10 sahabiden birisi olan Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.) arasında …
DevamıEbû Süfyân bin Harb (r.a.)
Ebû Süfyân, Kureyş kabilesinin ileri gelenlerindendi. Dedesi, Peygamberimizin dedesinin dedesi oluyordu. Bu sebeple akrabalıkları vardı. Ayrıca müminlerin annesi Ümmü Habibe’nin (r.a.) babasıydı. Dolayısıyla Resûlullah’ın kayınpederiydi. Muâviye’nin (r.a.) de babasıydı. Mekke’nın Fethi’nde Müslüman olmuştu. Ebû Süfyân, 20 yıl kadar Resûlullah’a düşmanlıkta bulundu. Düşmanlıkta o derece aşırıydı ki, bir defasında Resûlullah’ı öldürmesi …
DevamıEbû Seleme (r.a.)
İslam davetinin ilk yıllarıydı… İmanın ulvi mesajını alanlar birer birer cehalet zincirini kırarak Kur’ân kalesine giriyor, dünya-ahiret saadetine erme bahtiyarlığına sahip oluyorlardı. Ebû Seleme, beraberinde Ebû Ubeyde bin Hâris, Erkam bin Ebi’l-Erkam ve Osman bin Maz’un olduğu hâlde Peygamberimizin yanına vardılar. Niyetleri, Peygamberimizi dinlemek ve onun nurlu halkasına girmekti. Peygamberimiz, …
DevamıEbû Said el-Hudrî (r.a.)
Asıl ismi “Sa’d bin Mâlik” olan Ebû Said, Medineliydi. Babası Mâlik bin Sinan, Medine’de İslamiyet’in yayıldığı ilk sıralarda Müslüman olmuştu. Ebû Said o sıralar henüz çocuk yaştaydı. Böylece hayatı yeni anlamaya başladığı bir sırada kendisini Müslüman bir ailenin içinde buldu. Ebû Said’in minik kalbindeki iman o kadar coşmuştu ki, Peygamberimizle …
DevamıEbû Ruhm el-Gıfârî (r.a.)
Peygamberimizin Medine’yi teşrifinden sonra İslam dairesine giren Hz. Ebû Ruhm (r.a.), Ensar’ın ileri gelenlerindendir. Rıdvan Biatı’nda hazır bulunarak Peygamberimize bağlılık yemini eden ve bu vesileyle İlahî medhe mazhar olan bahtiyarlar arasında o da vardır. Gıfar kabilesine mensup olup, asıl ismi “Külsüm bin Husayn”dır; fakat “Ebû Ruhm” lakabıyla meşhur olmuştur. Hayatı …
DevamıEbû Râfi (r.a.)
Hz. Ebû Râfi (r.a.), İslamiyet’in getirdiği hürriyet ve eşitlik nimetinin mücessem bir misalidir. Ebû Râfi, Mısırlı bir köleydi. Bir savaşta esir düşmüş, Mekke’ye getirilmişti. Peygamberimizin amcası Hz. Abbas, onu hizmetine aldı. Hz. Ebû Râfi, Hz. Abbas’ın (r.a.) işlerini görüyordu. Kureyş kabilesi içinde bulunduğundan, bazen mühim işler için gönderildiği de olurdu. …
DevamıEbû Mûsâ el-Eş’arî (r.a.)
Asıl adı “Abdullah bin Kays” olan Ebû Mûsâ (r.a.), Yemenlidir. Memleketinde bulunduğu sırada Son Peygamber’in (a.s.m.) zuhur ettiğini ve Mekke’den Medine’ye hicret ettiğini işitince hiç tereddüt etmeden Müslüman oldu. İslamiyet’in Yemen’de yayılması için büyük gayret sarf etti. Gün geçtikçe, Yemen’de Müslüman olanların sayısı artmaya başladı. Kabileler, kendi aralarında Medine’ye hicret …
Devamı