Anasayfa / Genel (sayfa 3)

Genel

Esmâ bint-i Yezîd (r.anha)

Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yüce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu büyük insanlar, günlük hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Re­sû­lul­lah’tan talep ediyorlar, çeşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimi­zin huzur-u saadetlerine gelerek müşkillerini arz ediyorlardı. Çünkü onlar, hayânın dini …

Devamı

Esmâ bint-i Ümeys (r.anha)

İslamiyet’in ilk yıllarıydı… Müşrikler dayanılmaz işkencelerle Müslümanları dinlerini terk etmeye, Müslüman olma temayülünde olanları da korkutup sindir­meye çalışıyorlardı. Fakat güçlerini imanlarından alan sahabiler zerre kadar taviz vermiyorlar, inançlarında sebat ediyorlardı. Bu durum Peygamberimizi üzüyordu. Bir gün sahabilere, isterlerse Habeşis­tan’a hicret edebileceklerini söyledi. Bu teklif üzerine 15 kişilik bir grup Habe­şistan’a …

Devamı

Esmâ bint-i Ebî Bekir (r.anha)

Sahabi hanımlar içinde bazı parlak şahsiyetler vardır. Bunlar Asr-ı Saadet’te her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek İslam’ı öğrenmeye çalışmışlar, onunla hayatlarını şekillendirmişlerdi. Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ da (r.anha) bu hanımlar arasında yer alıyordu. Hz. Ebû Bekir, kızlarından Hz. Âişe’yi Re­sû­lul­lah’a eş olabilecek bir şekilde yetiştirirken, Esmâ’nın da aynı …

Devamı

Zeyd bin Sâbit (r.a.)

Kur’ân-ı Kerim’in sûre ve âyetleri nazil oldukça, Peygamberimiz (a.s.m.) onları ezberlemek ve başkalarına ezberletmekle kalmaz, yazdırmak için de hemen sahabinin birisini çağırtır ve gelen vahyi ona yazdırırdı. Vahyi yazan kimselere “vahiy kâtibi” denirdi. Peygamberimizin birkaç vahiy kâtibi vardı. İşte bunlar­dan birisi de Zeyd bin Sâbit’tir (r.a.).[1] Zeyd bin Sâbit, Medineliydi. …

Devamı

Zeyd bin Hattab (r.a.)

“Kardeşim Zeyd, iki güzel hasletle beni geçti: Benden önce Müslüman oldu, benden önce şehit oldu!” sözleriyle Zeyd bin Hattab’a (r.a.) en güzel şahitliği Hz. Ömer (r.a.) yapmaktadır. Zeyd bin Hattab, Hz. Ömer’in baba bir kardeşidir. Re­sû­lul­lah’ın (a.s.m.) çok sevdiği bahtiyarlar arasında Zeyd bin Hattab da vardır. “Suffe Medresesi’nin talebesi olmak” …

Devamı

Zeyd bin Hârise (r.a.)

Küçük Zeyd daha sekiz yaşındayken gurbete düşmüştü. Annesiyle birlikte de­delerinin ve ninelerinin türbelerini ziyarete gittikleri bir sırada düşmanlar tara­fından esir alınmış ve Ukâz Panayırı’nda satışa çıkarılmıştı. Orada Hakîm ibni Huzâm 400 dirhem karşılığında Hatice validemiz için satın almıştı. İlahî kudret, Zeyd’in maceralarını daha çocukluğunda iken çileli başlatmıştı. Ancak bu çilelerin …

Devamı

Zeyd bin Erkam (r.a.)

Hz. Zeyd, küçük yaşta babasını kaybetmiş, yetim kalmıştı. Abdullah bin Revâ­ha’nın şefkat eli bu küçük yetime yetişti. Uzun müddet onun yanında kaldı. Ab­dullah bin Revâha İslamiyet’i kabul edince, o da küçük yaşta Müslüman ol­du. Hz. Zeyd, Bedir ve Uhud Savaşlarına yaşının küçük olması sebebiyle katıla­mamıştı. Fakat bundan sonraki bütün savaşlara …

Devamı

Zeyd bin Desinne (r.a.)

Hz. Zeyd (r.a.), Hz. Hubeyb’le birlikte müşriklerce yakalanıp Mekke’ye götürü­len iki mazlumdan birisidir. Mekke’ye varınca, Safvan bin Umeyye, “Bedir’de öldürülen babasının intikamını almak” düşüncesiyle Hz. Zeyd’i, 50 deve karşılı­ğında satın aldı. Safvan, Hz. Zeyd’i zincire vurup hapsetti. Bir müddet işkenceden sonra, idam etmek üzere Ten’im mevkiine götürdü. Hz. Zeyd, Hicret’ten …

Devamı

Velid bin Velid (r.a.)

Meşhur sahabi Hâlid bin Velid’in (r.a.) kardeşiydi. Bedir Savaşı’nda müşrikle­rin safında yer almıştı. Savaşta Abdullah bin Cahş (r.a.) tarafından esir edilmiş­ti. Henüz Müslüman olmayan Hâlid bin Velid ve Hişâm bin Velid, kardeşlerini kurtarmak için Medine’ye geldiler. Baba yadigârı zırh, kılıç ve miğferi fidye olarak verip anlaştılar ve onu esaretten kurtardılar. …

Devamı

Vehb bin Kabus (r.a.)

Vehb bin Kabus ve yeğeni Hâris bin Ukbe, Medine’ye satmak için koyun getir­mişlerdi. Müzenî kabilesinden olan bu iki kişi, Medine’yi değişmiş ve boşalmış bir hâlde görünce sordular: “Halk nerede?” “Uhud’da. Re­sû­lul­lah ile birlikte Kureyş müşrikleriyle çarpışmaya gittiler.” “Burada işimiz ne? Ne güne duruyoruz? Biz de Re­sû­lul­lah’ın izinden gitmek isteriz. Haydi …

Devamı