Anasayfa / Genel (sayfa 4)

Genel

Vâsile bin Eskâ (r.a.)

Yeni Müslüman olmanın bütün zevk ve heyecanını içinde taşıyan Vâsile, Resûl-i Ekrem Efendimizle (a.s.m.) sabah namazını kılmak için can atar. Namaz­dan sonra Re­sû­lul­lah, daha önce hiç görmediği bu yabancı simanın kim oldu­ğunu sorar. Vâsile kendini tanıtır ve Re­sû­lul­lah ile anlaşma yapmak üzere geldi­ğini ifade eder. Re­sû­lul­lah Efendimiz, “İstediğim ve istemediğim …

Devamı

Vahşî bin Harb (r.a.)

Vahşî bin Harb’in Hz. Hamza’yı şehit edişinin üzerinden yıllar geçmişti… Geçen zaman içinde müşrikler günden güne zayıflamış, İslam ise güçlenmişti. Günler ilerledikçe, Vahşî, Hz. Hamza gibi bir İslam kahramanını katletmenin suçluluğunu ve ıstırabını daha fazla hisseder olmuştu. Nihayet Mekke Müslü­manlar tarafından fethedildi. Vahşî hemen Tâif’e kaçtı… Bir müddet sonra bir …

Devamı

Üseyd bin Hudayr (r.a.)

Medineliler, kendilerine İslam’ın hakikatlerini öğretecek bir muallime muhtaçtılar. Çünkü Peygamberimiz henüz Medine’ye hicret etmemişti. Bu itibarla, İslamiyet’i kendilerine öğretecek birisinin bulunması lazımdı. Medineli Müslümanlar, Peygamberimize müracaat ederek bu ihtiyaçlarını arz ettiler Peygamberimiz genç sahabilerden Mus’ab bin Umeyr’i (r.a.) bu maksatla Medine’ye göndedi. Hz. Mus’ab Medine’ye gidince Es’ad bin Zürâre’ye (r.a.) …

Devamı

Üsâme bin Zeyd (r.a.)

Ömrünün 20 seneye yakın bir zamanını Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) çok yakı­nında ge­çiren ve onun ahlakıyla ahlaklanan kahraman bir sahabi de Üsâme bin Zeyd’dir (r.a.). Babası, Peygamberimizin azatlı kölesi ve vefakâr hizmetçisi Zeyd bin Hâri­se, annesi ise Re­sû­lul­lah’ın mübarek evlatlarının mürebbiyesi Ümmü Eymen’dir (r.a.). Bu itibarla Hz. Üsâme, Re­sû­lul­lah’ın hususi şefkat, …

Devamı

Utbe bin Gazvan (r.a.)

Peygamber Efendimizin (a.s.m.), ihtimam ve hassasiyetle yetiştirdiği Suffe Ashâbı’ndan olan Utbe bin Gazvan (r.a.), büyük İslam mücahitlerindendir. Dinini rahatça yaşamak için müşriklerin zulmünden kaçarak ikinci defa Ha­beşis­tan’a hicret eden Müslümanların arasında Hz. Utbe de vardı. Bir müddet Habeşistan’da kalan Utbe, sonra Mekke’ye geldi, Re­sû­lul­lah’ın yanında kaldı. Müslümanlar Medine’ye hicrete başlayınca, …

Devamı

Urve bin Mes’ud (r.a.)

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir gün Zeyd bin Hârise ile birlikte gizlice Mek­ke’yi terk ederek Tâif’e gidip, ileri gelenlerine İslamiyet’i tebliğ etti. Fakat onlar kabule yanaşmadıkları gibi, hakarete varan alaylı tavırlara girdiler. Hattâ Tâifli reislerden biri daha da ileri giderek, “Allah, Peygamber göndermek için senden başka kimse bulamadı mı?!” demek küstahlığını …

Devamı

Umeyr bin Ebî Vakkas (r.a.)

Umeyr, Sa’d bin Ebî Vakkas’ın kardeşiydi. Hz. Sa’d’dan sonra, 13-14 yaşlarında çocuk iken Müslüman oldu. Annesinin bütün zorlamalarına rağmen hak yolda sebat eden Hz. Umeyr, daha sonra Medine’ye hicret etmişti. Müşriklerle yapılan ilk savaş olan Bedir’e katılmaya can atıyordu. O sırada 16 yaşındaydı. Re­sû­lul­lah’ın (a.s.m.), yaşı küçük olanları geri çevirdiğini …

Devamı

Umeyr bin Humam (r.a.)

Mekkeli müşrikler, İslam nurunu söndürmek için ellerinden gelen her şeyi ya­pıyorlardı. Re­sû­lul­lah (a.s.m.) ve müminlerin Mekke’de dinlerini rahatça yaşa­malarına müsaade etmemişler, Medine’deki hayatlarına bile mâni olmaya çalı­şıyorlardı. “İslam’ı yok etmek” emelindeydiler. O nuru Allah yakmıştı. O ağacın kökü tâ derinlere kadar kök salmıştı. Onun uğrunda malından, canından, her şeyinden vazgeçebilecek …

Devamı

Ulbe bin Zeyd (r.a.)

Hicret’in 9. yılıydı… Rumlar Müslümanları tamamen ortadan kaldırmak için 40 bin kişilik bir ordu hazırlamışlardı. Peygamberimiz bunu haber alınca hemen hazırlığa başladı. Hava çok sıcaktı. Hasat mevsimiydi. Üstelik kıtlık da vardı. Böyle iken bir­kaç kişi hariç bütün Müslümanlar bu orduya iştirak ettiler. Ellerinden gelen maddi manevi desteği yapmaktan geri durmadılar. …

Devamı

Ukbe bin Âmir (r.a.)

Ukbe bir çobandı. Medine otlaklarında koyun güderdi. Peygamber Efendimizin (a.s.m.) Medine’ye hicret ettiğini de dağda haber almıştı. Artık orada duramaz­dı. Gidecek, o Yüce Peygamber’i görecekti. Koyunları oracıkta bıraktı, doğruca Medine’nin yo­lunu tuttu. Geldi, Re­sû­lul­lah’ı sordu. Misafir kaldığı evi öğrenir öğrenmez soluğu hu­zurunda aldı. Kâinatın Efendisi’ni karşısında görünce çok sevindi, birden …

Devamı