Anasayfa / Hanım Sahabeler (sayfa 2)

Hanım Sahabeler

Safiyye bint-i Abdülmuttâlib (r.anha)

Asr-ı Saadet’te İslam meşalesini elden düşürmeyen, İslamiyet’in gönülleri fet­het­mesi için canlarıyla mallarıyla mücadele eden, bu hususta beylerinden ço­cuklarından geri kalmayan hanımlar da vardı. İşte, dünya durdukça kalplerde gönüllerde yaşayacak bu sahabilerden birisi de, Peygamberimizin halası Hz. Safiyye idi (r.anha). Hz. Safiyye, yeğenini küçük yaşından beri bir anne şefkatiyle bağrına bas­mış, …

Devamı

Hind bint-i Utbe (r.anha)

İslam ordusu Mekke’yi fethetmiş, küçük gruplar hâlinde devam eden sokak ça­tış­maları sona ermiş ve Kâbe putlardan temizlenmişti. Re­sû­lul­lah’ın engin şef­kati ve mü­samahası yine kendini göstermiş, kılıçlarını terk edip Kâbe’ye sığı­nanlara eman veril­mişti. İslam ordusunun haşmeti ve Re­sû­lul­lah’ın müsamahası karşısında kalplerinin katılıkları erimiş, hakkı görmüş olan birçok kimse, hattâ müşriklerin ileri …

Devamı

Hamne bint-i Cahş (r.anha)

Hz. Hamne, Peygamberimizin halası Ümeyme bint-i Abdülmuttâlib’in kızıy­dı. Aynı zamanda müminlerin annelerinden Zeyneb bint-i Cahş’ın (r.anha) kardeşi olduğundan Re­sû­lul­lah’ın baldızı olma şerefini kazanmıştı. İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Peygamberimize bütün kalbiyle bağlıydı. Bü­yük sahabilerden Mus’ab bin Ümeyir (r.a.) ile evliydi. Aile hayatlarında İslam prensipleri hâkimdi. Birlikte mesut bir hayat yaşıyorlardı. …

Devamı

Halime (r.anha)

Mekke’nin havası yeni doğan çocuklara yaramıyordu. Sıhhatli ve gürbüz büyü­melerine mâniydi. Bu sebeple çocuklarının sıhhatli yetişmesini isteyen bazı ai­leler onları çölde yaşayan sütanneye veriyorlardı. Çünkü hem çölün havası gü­zel, suyu temiz ve tatlı idi, hem de orada yetişen çocuklar Arapça’yı daha düzgün bir şekilde konuşuyordu. Sütanne olacak kadınlar yılda iki …

Devamı

Fâtıma bint-i Hattab (r.anha)

Peygamberimiz henüz açıktan davete başlamamıştı. Kendisine iman etme bah­tiyarlığına eren sahabilerin sayısı 10’u bulmuştu. Bunlardan biri de Hz. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma idi. Hz. Fâtıma, Sâid bin Zeyd ile evliydi. Kocası da kendisi gibi iman nurunu tatmıştı. Karı-koca birlikte ibadet ediyorlar, Kur’ân öğreniyorlardı. Öyle ki, Hz. Sâid, sağlığında cennetle müjdelenmiş …

Devamı

Fâtıma bint-i Esed (r.anha)

Fırsat buldukça iyilik etmeyi, imkân oldukça yardımda bulunmayı hangimiz is­temeyiz? Hele muhtaç olan kişi kimsesiz, mazlum ve bakıma muhtaç biriyse ba­zı zamanlar kendi ihtiyaçlarımızı unutur, onun isteklerini yerine getiririz. Ye­mez yedirir, giymez giydiririz. Yapabileceğimiz her türlü iyiliği eksik bırakma­yız. Ali’nin mübarek annesi Hz. Fâtıma da böyle bir ruha sahipti. Nüfusca …

Devamı

Esmâ bint-i Yezîd (r.anha)

Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yüce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu büyük insanlar, günlük hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Re­sû­lul­lah’tan talep ediyorlar, çeşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimi­zin huzur-u saadetlerine gelerek müşkillerini arz ediyorlardı. Çünkü onlar, hayânın dini …

Devamı

Esmâ bint-i Ümeys (r.anha)

İslamiyet’in ilk yıllarıydı… Müşrikler dayanılmaz işkencelerle Müslümanları dinlerini terk etmeye, Müslüman olma temayülünde olanları da korkutup sindir­meye çalışıyorlardı. Fakat güçlerini imanlarından alan sahabiler zerre kadar taviz vermiyorlar, inançlarında sebat ediyorlardı. Bu durum Peygamberimizi üzüyordu. Bir gün sahabilere, isterlerse Habeşis­tan’a hicret edebileceklerini söyledi. Bu teklif üzerine 15 kişilik bir grup Habe­şistan’a …

Devamı

Esmâ bint-i Ebî Bekir (r.anha)

Sahabi hanımlar içinde bazı parlak şahsiyetler vardır. Bunlar Asr-ı Saadet’te her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek İslam’ı öğrenmeye çalışmışlar, onunla hayatlarını şekillendirmişlerdi. Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ da (r.anha) bu hanımlar arasında yer alıyordu. Hz. Ebû Bekir, kızlarından Hz. Âişe’yi Re­sû­lul­lah’a eş olabilecek bir şekilde yetiştirirken, Esmâ’nın da aynı …

Devamı

Esma bin Hârise (r.a.)

Hz. Peygamber’in (a.s.m.) müderris ve muallimliğini yaptığı Suffe Medresesi ta­lebelerinin her biri ayrı bir meziyet, ayrı bir kabiliyet, ayrı bir fazilete sahiptir, İnsanın fıtri hususiyetlerini, Kur’âni düstur ve prensiplerin emri çerçevesinde daima dikkat nazarında bulunduran Re­sû­lul­lah, bu ulvi medresenin talebeleri­nin her birinin kalbine nübüvvet nurundan inikaslar sağlamıştı. Suffe Ashâbı’­nın kimisi …

Devamı