Asr-ı Saadet’te İslam meşalesini elden düşürmeyen, İslamiyet’in gönülleri fethetmesi için canlarıyla mallarıyla mücadele eden, bu hususta beylerinden çocuklarından geri kalmayan hanımlar da vardı. İşte, dünya durdukça kalplerde gönüllerde yaşayacak bu sahabilerden birisi de, Peygamberimizin halası Hz. Safiyye idi (r.anha). Hz. Safiyye, yeğenini küçük yaşından beri bir anne şefkatiyle bağrına basmış, …
DevamıHind bint-i Utbe (r.anha)
İslam ordusu Mekke’yi fethetmiş, küçük gruplar hâlinde devam eden sokak çatışmaları sona ermiş ve Kâbe putlardan temizlenmişti. Resûlullah’ın engin şefkati ve müsamahası yine kendini göstermiş, kılıçlarını terk edip Kâbe’ye sığınanlara eman verilmişti. İslam ordusunun haşmeti ve Resûlullah’ın müsamahası karşısında kalplerinin katılıkları erimiş, hakkı görmüş olan birçok kimse, hattâ müşriklerin ileri …
DevamıHamne bint-i Cahş (r.anha)
Hz. Hamne, Peygamberimizin halası Ümeyme bint-i Abdülmuttâlib’in kızıydı. Aynı zamanda müminlerin annelerinden Zeyneb bint-i Cahş’ın (r.anha) kardeşi olduğundan Resûlullah’ın baldızı olma şerefini kazanmıştı. İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Peygamberimize bütün kalbiyle bağlıydı. Büyük sahabilerden Mus’ab bin Ümeyir (r.a.) ile evliydi. Aile hayatlarında İslam prensipleri hâkimdi. Birlikte mesut bir hayat yaşıyorlardı. …
DevamıHalime (r.anha)
Mekke’nin havası yeni doğan çocuklara yaramıyordu. Sıhhatli ve gürbüz büyümelerine mâniydi. Bu sebeple çocuklarının sıhhatli yetişmesini isteyen bazı aileler onları çölde yaşayan sütanneye veriyorlardı. Çünkü hem çölün havası güzel, suyu temiz ve tatlı idi, hem de orada yetişen çocuklar Arapça’yı daha düzgün bir şekilde konuşuyordu. Sütanne olacak kadınlar yılda iki …
DevamıFâtıma bint-i Hattab (r.anha)
Peygamberimiz henüz açıktan davete başlamamıştı. Kendisine iman etme bahtiyarlığına eren sahabilerin sayısı 10’u bulmuştu. Bunlardan biri de Hz. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma idi. Hz. Fâtıma, Sâid bin Zeyd ile evliydi. Kocası da kendisi gibi iman nurunu tatmıştı. Karı-koca birlikte ibadet ediyorlar, Kur’ân öğreniyorlardı. Öyle ki, Hz. Sâid, sağlığında cennetle müjdelenmiş …
DevamıFâtıma bint-i Esed (r.anha)
Fırsat buldukça iyilik etmeyi, imkân oldukça yardımda bulunmayı hangimiz istemeyiz? Hele muhtaç olan kişi kimsesiz, mazlum ve bakıma muhtaç biriyse bazı zamanlar kendi ihtiyaçlarımızı unutur, onun isteklerini yerine getiririz. Yemez yedirir, giymez giydiririz. Yapabileceğimiz her türlü iyiliği eksik bırakmayız. Ali’nin mübarek annesi Hz. Fâtıma da böyle bir ruha sahipti. Nüfusca …
DevamıEsmâ bint-i Yezîd (r.anha)
Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yüce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu büyük insanlar, günlük hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Resûlullah’tan talep ediyorlar, çeşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimizin huzur-u saadetlerine gelerek müşkillerini arz ediyorlardı. Çünkü onlar, hayânın dini …
DevamıEsmâ bint-i Ümeys (r.anha)
İslamiyet’in ilk yıllarıydı… Müşrikler dayanılmaz işkencelerle Müslümanları dinlerini terk etmeye, Müslüman olma temayülünde olanları da korkutup sindirmeye çalışıyorlardı. Fakat güçlerini imanlarından alan sahabiler zerre kadar taviz vermiyorlar, inançlarında sebat ediyorlardı. Bu durum Peygamberimizi üzüyordu. Bir gün sahabilere, isterlerse Habeşistan’a hicret edebileceklerini söyledi. Bu teklif üzerine 15 kişilik bir grup Habeşistan’a …
DevamıEsmâ bint-i Ebî Bekir (r.anha)
Sahabi hanımlar içinde bazı parlak şahsiyetler vardır. Bunlar Asr-ı Saadet’te her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek İslam’ı öğrenmeye çalışmışlar, onunla hayatlarını şekillendirmişlerdi. Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ da (r.anha) bu hanımlar arasında yer alıyordu. Hz. Ebû Bekir, kızlarından Hz. Âişe’yi Resûlullah’a eş olabilecek bir şekilde yetiştirirken, Esmâ’nın da aynı …
DevamıEsma bin Hârise (r.a.)
Hz. Peygamber’in (a.s.m.) müderris ve muallimliğini yaptığı Suffe Medresesi talebelerinin her biri ayrı bir meziyet, ayrı bir kabiliyet, ayrı bir fazilete sahiptir, İnsanın fıtri hususiyetlerini, Kur’âni düstur ve prensiplerin emri çerçevesinde daima dikkat nazarında bulunduran Resûlullah, bu ulvi medresenin talebelerinin her birinin kalbine nübüvvet nurundan inikaslar sağlamıştı. Suffe Ashâbı’nın kimisi …
Devamı