Anasayfa / Genel (sayfa 11)

Genel

Habbâb bin Eret (r.a.)

Hz. Peygamber’e (a.s.m.) inanıp tabi olan Müslümanlar, daha bir elin parmakları aded­ini geçmemişti. İslam davası henüz gizli yayılma devresindeydi. Hz. Pey­gam­ber’in (a.s.m.) etrafında kenetlenmiş beş bahtiyar sahabi, âdeta cemiyetin bütün tabakalarının temsilcisi durumundaydı. Bunlar kadınlardan Hz. Hatice, çocuklardan Hz. Ali, hür erkeklerden Hz. Ebû Bekir, azatlı kölelerden Hz. Zeyd bin …

Devamı

Feyruz bin Deylemî (r.a.)

Feyruz bin Deylemî (r.a.), İran hükümdarının Habeşlileri Yemen’den sürüp çı­kar­mak için gönderdiği İranlıların çocuklarındandır. Hicret’in 10. yılında Müs­lüman ol­du. Re­sû­lul­lah’ı görmek, onun sohbetinde bulunmak için bir heyetle birlikte Medine’ye geldi. Peygamberimize, “Yâ Re­sû­lal­lah, bizim nereden gel­diğimizi biliyorsunuz. Bizler Müslüman olduk. Velimiz, yardımcımız kimler­dir?” diye sordular. Peygamberi­miz, “Allah ve Resûlü!” buyurunca, …

Devamı

Ebu Süfyan Bin Haris (r.a.)

Peygamber Efendimizin (asm) amcası Haris’in oğludur. Halime, Peygamber Efendimiz ile birlikte onu da emzirdiğinden süt-kardeş olmuşlardır. Çocukluğu ve gençliği yaşıtı olduğu Peygamber Efendimiz ile birlikte geçmiştir. Peygamber Efendimize büyük bir sevgi ile bağlanmış, ancak Peygamberliğin ilanı ile birlikte müşrikler safına geçerek düşmanlık yapmaya başlamıştır. Şair olup, yazdığı ve okuduğu şiirlerle …

Devamı

Abbas bin Abdülmuttâlib (r.a.)

İslamiyet’ten önce de Kâbe’ye hizmet kutsi bir vazife kabul edilirdi. Bu mukad­des vazifeyi Kureyş’in asil ailelerinden olan Hz. Abbas’ın ailesi yerine getirirdi. Kâbe’yi tamir eder, ziyaret edenlere su dağıtırlardı. Kâbe’ye hizmet, bu ailenin bir geleneğiydi. Hz. Abbas henüz çocuktu. Bir gün kayboldu. Annesi her tarafı aradı, fakat bir türlü onu …

Devamı

Esma bin Hârise (r.a.)

Hz. Peygamber’in (a.s.m.) müderris ve muallimliğini yaptığı Suffe Medresesi ta­lebelerinin her biri ayrı bir meziyet, ayrı bir kabiliyet, ayrı bir fazilete sahiptir, İnsanın fıtri hususiyetlerini, Kur’âni düstur ve prensiplerin emri çerçevesinde daima dikkat nazarında bulunduran Re­sû­lul­lah, bu ulvi medresenin talebeleri­nin her birinin kalbine nübüvvet nurundan inikaslar sağlamıştı. Suffe Ashâbı’­nın kimisi …

Devamı

Es’ad bin Zürâre (r.a.)

Re­sû­lul­lah’tan birçok mucize gördükleri hâlde, Mekke müşrikleri ona inan­mamakta ısrar ediyorlardı. Bununla da kalmayarak, Müslümanları ağır işken­celere maruz bırakıyorlardı. Bütün bu eza ve cefalar karşısında dahi Pey­gam­berimiz tebliğ vazifesinden bir an bile olsa geri durmuyor, insanları Al­lah’ın varlığına ve birliğine inanmaya davet ediyordu. Peygamberimiz (a.s.m.) her yıl hac mevsiminde çevreden …

Devamı

Erkam bin Ebi’l-Erkam (r.a.)

Safâ Tepesi eteklerinde bulunan bir evin büyükçe bir odasında bir avuç Müslüman, İki Cihan Serveri’nin mübarek ağızlarından dökülen nurlu kelimeleri din­lerdi. Bu bir avuç Müslüman üzerindeki zulüm ve baskı henüz son bul­madığın­dan, evin civarında bulunan nöbetçiler devamlı olarak etrafı gözetlerlerdi. He­men her gün birkaç kişi bu mesut haneye gelir, küfrün …

Devamı

Enes bin Nadr (r.a.)

Enes bin Nadr (r.a.), Medineliydi. Meşhur sahabi Enes bin Mâlik’in amcasıydı. Me­dine’de İslam güneşinin doğduğu ilk yıllarda Müslüman olmuştu. Onun Re­sû­lul­lah’ın yanında ayrı bir yeri vardı. Peygamberimiz kendisini çok se­ver, zaman zaman iltifatta bulunurdu. Bir defasında kız kardeşi, bir kadının birkaç dişini kırmıştı. Enes bin Nadr’ın (r.a.) ricasına rağmen kısas …

Devamı

Enes bin Mâlik (r.a.)

O gün Medine, Kâinatın Efendisi’ni karşılamaya hazırlanıyordu. Yedisinden yetmişine herkes sokaklara dökülmüştü. O zamana kadar görülmemiş bir se­vinç ve heyecan dalgası her tarafı kaplamıştı. Medinelilerden bir grup, misafir­lerini şehrin dışında bekli­yo­rdu. Çocuklar neşe içinde koşuşuyor, yaşlılar heye­canla söyleşiyordu. Herkes Mek­ke’den gelecek olan aziz misafiri sabırsızlıkla bekliyordu. Hz. Peygamber (a.s.m.) ufukta …

Devamı

Ebû Zer el-Gıfârî (r.a.)

Asıl ismi “Cündüb bin Cünâde” olan Ebû Zer, kabilesinin hırçın tabiatlı, cesur bir ferdi idi. Cahiliye Devri’nde süvarilerin önünü kesmekle tanınırdı. Bu sebeple Medine civarındaki kabileler, Gıfarlı Ebû Zer’den bir hayli rahatsızdı. Günün birinde Mekke’den kulağına bir haber ulaştı: “Biri çıkmış, Kureyşlilerin dini­ne meydan okuyormuş, yeni bir din getiriyormuş. Kureyşliler …

Devamı