Hz. Sümeyye, İslam tarihinde Allah yolunda canını feda ederek şehit olan kadınların ilkidir. O, hem şehadet mertebesini kazandı, hem de bu kervanın ilki olma bahtiyarlığına erdi. Sümeyye (r.anha), Ebû Huzeyfe’nin cariyesiydi. Ebû Huzeyfe onu, Yemen’den gelen ve kendisine sığınan Yâsir ile evlendirmişti. İşte büyük sahabi Ammar bin Yâsir (r.a.) bu …
DevamıSümeyrâ bint-i Kays (r.anha)
Uhud Savaşı’nda Müslümanların mağlubiyeti ve “Resûlullah’ın şehit edildiği” haberi Medine’ye ulaştığında, cepheye giden kadınlardan biri de Sümeyrâ bint-i Kays idi (r.anha). Uhud Savaşı’na Hz. Sümeyrâ’nın babası, kocası, kardeşi ve oğlu da katılmıştı. Fakat o bunlardan ziyade Resûlullah’ı merak ediyordu. Uhud’a vardığında babasının, kardeşinin, kocasının ve oğlunun paramparça olmuş cesetleriyle karşılaştı. …
DevamıSafiyye bint-i Abdülmuttâlib (r.anha)
Asr-ı Saadet’te İslam meşalesini elden düşürmeyen, İslamiyet’in gönülleri fethetmesi için canlarıyla mallarıyla mücadele eden, bu hususta beylerinden çocuklarından geri kalmayan hanımlar da vardı. İşte, dünya durdukça kalplerde gönüllerde yaşayacak bu sahabilerden birisi de, Peygamberimizin halası Hz. Safiyye idi (r.anha). Hz. Safiyye, yeğenini küçük yaşından beri bir anne şefkatiyle bağrına basmış, …
DevamıSevbân (r.a.)
Peygamberimizin kölelikten efendiliğe yücelttiği, insanların en şereflileri arasına kattığı ve Ehl-i Beyt’inden saydığı bahtiyar zatlardan birisi de Hz. Sevbân’dır (r.a.). Hz. Sevbân aslen Yemenliydi. Esir olarak satılıyordu. Peygamberimiz esaret parasını vererek onu hürriyetine kavuşturdu, sonra da serbest bıraktı. Fakat Hz. Sevbân, engin şefkat deryası olan Resûl-i Ekrem’e (a.s.m.) bir anda …
DevamıSelmân-ı Fârisî (r.a.)
Selmân, mecusiler arasında dünyaya gelmişti. Ateşe tapan insanlar arasında küçük bir çocuktu. Babası Büzahşan, İran’ın çiftlik ağalarındandı. Oğlunu çok sever, yanından ayırmaz, sanki kaçıp gidecekmiş gibi evden dışarı çıkarmaktan korkardı. Selmân yetişkinlik çağına girdiği sıralar, mecusilerin ibadet yerine gider, oranın fahrî bekçiliğini yapardı. Mukaddes sayılan ateşin sönmemesi için devamlı yakardı. …
DevamıSeleme bin Hişâm (r.a.)
Mekke ufuklarını aydınlatan hidayet nuru kalp ve gönüllere yansıyınca, en büyük insanlık olan İslamiyet’in şifa bahşeden berrak menbaına her geçen gün birkaç kişi daha yanaşıyor, o âb-ı hayata dalarak yudumluyor, ruhlarını paslandıran cehalet ve zulüm kirlerinden kurtularak gerçek ferah ve refaha kavuşuyorlardı. İnsanlık o sıralar o kadar zavallılaşmış ve gülünç …
DevamıSeleme bin Ekvâ (r.a.)
Hudeybiye Anlaşması’nın yapıldığı günlerdeydi… Hudeybiye’de endişeli ve huzursuz bir bekleyiş hâkimdi. Sahabiler Rıdvan Ağacı’nın altında toplanmış, “hayatları” üzerine Allah’ın Resûl’üne biat ediyorlardı. Aralarında kuvvetli ve cesur bir sahabi olan Seleme bin Ekva da vardı. Resûlullah, “Seleme nerede? Gelip biat etsin!” deyince hemen koşup biat etmişti. Biraz sonra Resûlullah tekrar, “ …
DevamıSehl bin Sa’d (r.a.)
Peygamberimiz Medine’ye hicret ettiğinde, onu karşılayan çocuklardan biri de Hz. Sehl’di. O sırada beş yaşında bulunuyordu. Babası Sa’d bin Mâlik (r.a.) Hicret’ten önce Müslüman olduğu için, Hz. Sehl, Müslüman bir ailede yetişmişti. Asıl ismi “Hanza” iken Peygamberimiz tarafından “Sehl” olarak değiştirildi. Hz. Sehl, yaşı küçük olduğundan Peygamberimizle birlikte hiçbir savaşa …
DevamıSefîne (r.a.)
Resûlullah Efendimizin kurduğu Suffe Medresesi’ne devam edenlerin içtimai mevkileri ayrı ayrı olduğu gibi, milliyetleri de farklı idi. Bunlardan birisi de aslen İranlı bir köle olan Sefîne’dir (r.a.). Bu zat, Arabistan’da köle olarak satışa çıkarılmıştı. Henüz iman etmemişti. Hz. Peygamber’in (a.s.m.) zevcesi Ümmü Seleme validemiz onu satın aldı. Gayesi, azat ederek …
DevamıSâlim (r.a.)
Yatsı namazından sonraydı… Yanık bir Kur’ân sesi mescidi dolduruyordu. Oradan geçmekte olan Hz. Âişe, durup bu sesi dinlemekten kendini alamadı. Bir müddet bekleyip dinledi. Bu sebeple de eve geç döndü. Peygamberimiz, Hz. Âişe’ye nerede kaldığını sorunca, Hz. Âişe, çok güzel Kur’ân okuyan bir ses duyduğunu ve onu dinlemek için bir …
Devamı