Ebû’d-Derdâ, ailesi içerisinde en son İslam’a girmesine rağmen, kısa zamanda gayretleriyle, feragatiyle, takvasıyla ve cihat meydanlarında gösterdiği kahramanlıklarıyla temayüz etmiş bir sahabidir. Asıl ismi “Uveymir” olup, “Ebû’d-Derdâ,” künyesidir. İslam’a girişi çok gariptir… Hanımına varıncaya kadar herkes Müslüman olduğu hâlde, o bir türlü İslam’a giremiyordu. Onun İslam’a girmesi için çok gayret …
DevamıEbû Cendel (r.a.)
Peygamberimiz (a.s.m.), gördüğü bir rüya üzerine 1400 sahabiyle birlikte umre için Kâbe’ye hareket etti. Bunu haber alan müşrikler, Müslümanları Kâbe’ye sokmamaya karar verdiler. Bunun üzerine Resûlullah (a.s.m.), Hudeybiye’de konakladı. Mekke’den gelen elçilere, “Biz hiç kimseyle savaşmak için gelmedik. Biz sadece umre yapmak, Beytullah’ı tavaf etmek için gelmiş bulunuyoruz.” dediyse de, …
DevamıEbû Berze Eslemî (r.a.)
İslam’ın ilk yıllarında Resûl-i Ekrem’in mukaddes davetine icabet eden, zekâsı, gücü, kuvveti ve ilmi ile hak dinin cihana duyurulması için gayret eden; bereketli, mücadeleci ve istikametli ömrünü hep o yolda harcayan; hakkı ve hakikati hiçbir tesir altında kalmayarak haykıran; Resûlullah ve onun Ehl-i Beyt’inin sevgisiyle yanan nadide şahsiyetlerden birisi de …
DevamıEbû Akîl (r.a.)
Ebû Akîl, Allah Resûlü’nü bağırlarına basan, onun uğruna canlarını, mal ve mülklerini feda eden, onun sevgisi yoluna hayatlarını hiçe sayan, nurlu sohbetinden istifade etmek için can atan, Kur’ân’ın methettiği bir fertti. Ensar’dandı. Ebû Akîl, Peygamberimizin davetine tereddütsüz icabet edip saadet halkasına giren bahtiyar zatlardan biriydi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, davasına gönül …
DevamıEban bin Sâid (r.a.)
İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken, bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısrara devam ediyordu. İşte, kardeşleri Hâlid ve Amr (r.a.) İslamiyet’le müşerref olduğu hâlde, putperestlik üzere kalmakta ısrar edenlerden birisi de Eban bin Sâid idi. Kardeşlerinin …
DevamıDımâd bin Sa’lebe (r.a.)
Mekke için için kaynıyordu. Her sokak başı, her ev, her kervan hep ondan bahsediyordu. Muhammed’den (a.s.m.), onun getirdiği davadan söz ediyordu… Bazıları onu dinlediği bir sokak başında kalbinden vurulmuşcasına sarsılıp davasına teslim oluyor, bazıları kin ve inadında daha da ileri gidiyordu. Hidayete yol bulanlar onun etrafında toplanıyordu. Daire günden güne …
DevamıDıhyetü’l-Kelbî (r.a.)
Hz. Dıhye, Medineliydi. Asıl ismi “Dıhye bin Halife” idi. Fakat o, “Dıhyetü’l-Kelbî” ismiyle meşhur olmuştu. Sima olarak Ashâbın en güzel olanıydı. Cebrail birkaç defa Peygamberimize onun suretinde geldi. Sahabiler onu gördükleri zaman Dıhye mi, yoksa Cebrail mi olduğunu ayırt edemezlerdi. Dıhye ticaretle uğraşırdı. Müslüman olmadan önce de Resûlullah’a muhabbet duyar, …
DevamıCüleybib (r.a.)
Hz. Cüleybib, Ensar’dandı, bekârdı. Peygamberimiz onu evlendirmek istedi. En-sar’dan birinin kızına talip oldu. Sahabi, “Annesiyle bir konuşayım.” dedi. Hanımının yanına giderek, Resûlullah’ın, kızlarını istediğini söyledi. Kadın, “Memnuniyetle!” dedi. Kızını Resûlullah’ın kendisi için istediğini zannetmiş. Sonradan Hz. Cüleybib (r.a.) için olduğunu öğrenince, “Hayır.” dedi. Vermeyeceğini söyledi. Bütün bunları duyan kızı, “Allah’ın …
DevamıCerir bin Abdullah (r.a.)
Hicret’in 10. yılıydı… Mekke fethedilmiş, İslamiyet daha geniş kitlelere yayılmıştı. Çevre kabileler kafile kafile Medine’ye geliyorlar, Müslüman oluyorlardı. İslam’ın kurtarıcı eli Becileoğullarına da ulaşmış, 150 kişilik bir heyetle Medine’nin yolunu tutmuşlardı. Cerir bin Abdullah (r.a.) bu kafilenin başkanıydı. Kafile Medine’ye yaklaştığı sırada Peygamberimiz (a.s.m.), Ashâbıyla sohbet ediyordu. Bir ara, “Sizin …
DevamıCebbar bin Sahr (r.a.)
Hz. Cebbar, Medineliydi. İkinci Akabe Biatı’nda bulundu. Başta Bedir olmak üzere Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Hayber fethedildikten sonra Peygamberimiz kendisini Hayber vergisini toplamak üzere vazifelendirdi. Cebbar (r.a.) aynı vazifeyi Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer devirlerinde de yürüttü. Hz. Cebbar, Peygamberimize olan bağlılığıyla temayüz etmişti. Resûlullah bir şeyin …
Devamı