Anasayfa / 2013 / Kasım (sayfa 10)

Haftalık Arşiv

Ebû Akîl (r.a.)

Ebû Akîl, Allah Resûlü’nü bağırlarına basan, onun uğruna canlarını, mal ve mülklerini feda eden, onun sevgisi yoluna hayatlarını hiçe sayan, nurlu sohbe­tinden istifade etmek için can atan, Kur’ân’ın methettiği bir fertti. Ensar’dandı. Ebû Akîl, Peygamberimizin davetine tereddütsüz icabet edip saadet halkasına giren bahtiyar zatlardan biriydi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, davasına gönül …

Devamı

Eban bin Sâid (r.a.)

İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken, bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısrara devam ediyordu. İşte, kardeşleri Hâlid ve Amr (r.a.) İslamiyet’le müşerref olduğu hâlde, putperestlik üzere kal­makta ısrar edenlerden birisi de Eban bin Sâid idi. Kardeşlerinin …

Devamı

Dımâd bin Sa’lebe (r.a.)

Mekke için için kaynıyordu. Her sokak başı, her ev, her kervan hep ondan bah­sedi­yordu. Muhammed’den (a.s.m.), onun getirdiği davadan söz ediyordu… Ba­zıları onu dinlediği bir sokak başında kalbinden vurulmuşcasına sarsılıp davasına teslim oluyor, bazıları kin ve inadında daha da ileri gidiyordu. Hidaye­te yol bulanlar onun etrafında toplanıyordu. Daire günden güne …

Devamı

Dıhyetü’l-Kelbî (r.a.)

Hz. Dıhye, Medineliydi. Asıl ismi “Dıhye bin Halife” idi. Fakat o, “Dıhyetü’l-Kel­bî” ismiyle meşhur olmuştu. Sima olarak Ashâbın en güzel olanıydı. Cebrail birkaç defa Peygamberimize onun suretinde geldi. Sahabiler onu gördükleri zaman Dıhye mi, yoksa Cebrail mi olduğunu ayırt edemezlerdi. Dıhye ticaretle uğraşırdı. Müslüman olmadan önce de Re­sû­lul­lah’a muhabbet duyar, …

Devamı

Cüleybib (r.a.)

Hz. Cüleybib, Ensar’dandı, bekârdı. Peygamberimiz onu evlendirmek istedi. En-sar’dan birinin kızına talip oldu. Sahabi, “Annesiyle bir konuşayım.” dedi. Hanı­mının yanına giderek, Re­sû­lul­lah’ın, kızlarını istediğini söyledi. Kadın, “Memnu­niyetle!” dedi. Kızını Re­sû­lul­lah’ın kendisi için istediğini zannetmiş. Sonradan Hz. Cüleybib (r.a.) için olduğunu öğrenince, “Hayır.” dedi. Vermeyeceğini söy­ledi. Bütün bunları duyan kızı, “Allah’ın …

Devamı

Cerir bin Abdullah (r.a.)

Hicret’in 10. yılıydı… Mekke fethedilmiş, İslamiyet daha geniş kitlelere yayılmıştı. Çevre kabileler kafile kafile Medine’ye geliyorlar, Müslüman oluyorlardı. İslam’ın kurtarıcı eli Becileoğullarına da ulaşmış, 150 kişilik bir heyetle Medine’nin yolunu tut­muşlardı. Cerir bin Abdullah (r.a.) bu kafilenin başkanıydı. Kafile Medine’ye yaklaş­tığı sırada Peygamberimiz (a.s.m.), Ashâbıyla sohbet ediyordu. Bir ara, “Sizin …

Devamı

Cebbar bin Sahr (r.a.)

Hz. Cebbar, Medineliydi. İkinci Akabe Biatı’nda bulundu. Başta Bedir olmak üzere Peygamberimizle birlikte bütün savaşlara iştirak etti. Hayber fethedildikten sonra Peygamberimiz kendisini Hayber vergisini top­lamak üzere vazifelendirdi. Cebbar (r.a.) aynı vazifeyi Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer devirlerinde de yürüttü. Hz. Cebbar, Peygamberimize olan bağlılığıyla temayüz etmişti. Re­sû­lul­lah bir şeyin …

Devamı

Câfer bin Ebî Tâlib (r.a.)

Peygamberimiz tebliğ vazifesi yanında ibadetlerini de müşriklerden gizli yapı­yordu. Bu sebeple İslamiyet’in ibadet tarzı pek bilinmiyordu. Bir gün Re­sû­lul­lah (a.s.m.), Hz. Ali’yle beraber namaz kılarken kardeşi Câfer bunu gördü. Merak et­ti. Daha sonra Hz. Ali’yi buldu ve yaptıkları hareketin ne olduğunu sordu. Hz. Ali de bunun Cenâb-ı Hakk’a karşı yapılan …

Devamı

Câbir bin Abdullah (r.a.)

Uhud Harbi hazırlıkları günden güne ilerliyordu. Müslümanlar bir taraftan Hz. Peygamber’in (a.s.m.) nezaretinde erzak hazırlıklarını tamamlarken, kılıç ve ok talimlerini de ihmal etmiyorlardı. Bu arada eli kılıç tutan genç ve yiğit Müslümanlar da Peygamberimize (a.s.m.) müracaat ediyor, harbe katılmak için müsa­ade istiyorlardı. Bedir Savaşı’na katılamamanın ıstırabı ve hüznü ile yanıp …

Devamı

Büreyde bin Husayb (r.a.)

Hicret sırasında Peygamberimizin gece yarısı gözleri önünde Mekke’den çıkıp Medine’ye doğru yola çıkması, müşrikleri çileden çıkarmıştı. Ne yapıp etmeli, Peygamberimizle Hz. Ebû Bekir’i Medine’ye girmeden bulmalı, vücutlarını or­tadan kaldırmalıydılar. Hemen harekete geçtiler, çeşitli yerlere dağılarak birkaç koldan aramaya koyuldular. Ayrıca meseleyi kesinleştirmek için onları diri ve­ya ölü getirene 100 deve …

Devamı