Anasayfa / 2013 / Kasım (sayfa 5)

Haftalık Arşiv

Hüreym bin Fâtik (r.a.)

Hz. Peygamber (a.s.m.), bütün insanlığa hak ve hakikati tebliğ ederken, bu arada kendisinden sonra İslam davasını ebediyete kadar müdafaa edecek, in­sanları nura çağıracak bir nesil yetiştiriyordu. Bu maksatla kurduğu Suffe Medresesi’nde, bütün dünyanın dikkat kesileceği ve çağımıza kadar bütün dünyayı aydınlatan İslam davasının faziletli ve yüksek hasletlere sahip müdafilerini yetiştiren …

Devamı

Huzeyme bin Sâbit (r.a.)

Resûl-i Ekrem Efendimizin feyizli sohbetinde bulunmak şerefine ermekle, dünyadayken cennet hayatını yaşama bahtiyarlığına ulaşan nurlu neslin her fer­dinin bizlere ışık tutan ayrı bir cephesi, örnek teşkil edecek bir hayat safhası, kı­lavuz olacak hikmetli bir sözü vardır. Peygamberimizle uzun müddet beraber olan, mescitte, şehirde, cihat meydanlarında hiç yanından ayrılmayan Ashâb-ı Kirâm’ın, …

Devamı

Huzeyfe bin Yeman (r.a.)

Re­sû­lul­lah’ın (a.s.m.) sır arkadaşıydı. Re­sû­lul­lah Efendimiz, münafıklarla ilgili bütün sırları ona söylemişti. “Kıyamet gününe kadar olmuş olacak şeyleri Re­sû­lul­lah bana haber verdi.” diyordu Huzeyfe bin Yeman. Bundan dolayı Hz. Ömer, bir vefat olduğunda Huzeyfe’yi takip ederdi. Hz. Huzeyfe’yi cemaat ara­sında görmezse, o kimsenin cenaze namazına gitmezdi. Zira Huzeyfe’nin o kimsenin …

Devamı

Hubeyb bin Yesaf (r.a.)

Hz. Re­sû­lul­lah (a.s.m.), Bedir Harbi’nin hazırlıklarını yapıyordu. Hazırlıklar ta­mamlanıp sahabiler harbe katılmak üzere yola çıktılar. Tam bu esnada bir zat, nefes nefese arkalarından yetişerek, kendisinin de savaşa katılmak istediğini bildirdi. Hz. Âişe (r.a.) bunu şöyle anlatır: Re­sû­lul­lah, Bedir Harbi’ne çıktığında Harretü’l-Vebre’de bir adam gelip ye­tişti. Bo­yu posu yerinde olan bu …

Devamı

Hubeyb bin Adiyy (r.a.)

Tevhid inancının inatçı düşmanları, gözlerini kamaştıran İslam nurunu gölgele­meye güçlere yetmeyince, çeşitli hilelere başvurmaktan geri durmadılar. Bil­hassa Bedir gibi Uhud’da da elebaşlarını kaybedince iyice azdılar ve intikam hıncıyla tutuştular. Lihyanoğullarıyla anlaşan Adal ve Kare kabilesinden bir grup, Müslüman olduklarını söyleyerek Peygamberimize müracaatta bulundular: “Yâ Re­sû­lal­lah, İslamiyet kabilemiz arasında yayılmaya başladı. …

Devamı

Hişâm bin Âs (r.a.)

Büyük sahabi ve Mısır Fatihi Amr bin Âs’ın kardeşiydi. İslam’ın ilk yıllarında Müs­lüman olmuştu. İşkenceler artınca da ikinci hicret kafilesiyle Habeşistan’a hicret etti. Bir müddet sonra Peygamberimizin Medine’ye hicret ettiğini haber aldı. Habeşistan’da daha fazla kalamadı, Mekke’ye döndü. Oradan Medine’ye hicret etmek istediyse de babası ve akrabası kendisini bırakmadılar. Hapsetti­ler …

Devamı

Hatib bin Ebî Beltea (r.a.)

Hz. Hatib, Hicret’ten önce Müslüman oldu. Medine’ye hicret etti. Müşriklerle ya­pı­lan ilk savaş olan Bedir Harbi’ne katıldı. Büyük kahramanlıklar gösterdi. İlahî iltifata mazhar oldu. Uhud Savaşı’nda da büyük kahramanlık örnekleri sergiledi. Bir ara “Re­sû­lul­lah öldürüldü!” diye bir ses duydu. Hemen Peygamberimizi ara­maya koyuldu. Niha­yet onu buldu. Peygamberimizin mübarek yüzü yaralan­mıştı. …

Devamı

Hassan bin Sâbit (r.a.)

Arapların en büyük şairlerinden biri olan Hassan bin Sâbit yeni Müslüman ol­muştu. O sıralar müşrik şairler, hicivleriyle Müslümanlara dil uzatıyor, rahatsız ediyorlardı. Müslümanların bu müşrik şairlere cevap verecek bir şaire ihtiyaç­ları vardı. Zira o zamanlar Araplar şiire çok önem veriyorlardı. Böyle bir şairin arandığını duyan Hassan bin Sâbit hemen Re­sû­lul­lah’ın …

Devamı

Hârise bin Nûman (r.a.)

İki Cihan Güneşi’nin ders halkasında yetişmiş, onun talim ve tedrisinden geçmiş, kahraman ve cömert talebelerden birisi de Hârise bin Nûman’dır (r.a.). Hârise bin Nûman, malını mülkünü, canını ve bütün hayatını, en küçük bir te­reddüt ve şüphe göstermeden Re­sû­lul­lah’a (a.s.m.) feda edebilen bir kahraman­dı. Huneyn Mu­harebesi’nde “Müslümanların mağlup olduğu” haberinin yayılıp …

Devamı

Hâris bin Hişâm (r.a.)

Mekke’nin fethi günüydü… Hâris bin Hişâm, arkadaşı Zübeyr bin Ebû Ümeyye ile birlikte Peygamberimizin halası Ümmühanî’nin evine geldiler. “Himayeni­ze sığınıyoruz.” dediler. Bu arada Hz. Ali, gördüğü herkesi İslam’a çağırıyordu. Müslüman olmayanla­rın, İslam’a karşı gelenlerin cezalandırılmaları lüzumuna inanıyordu. Zaten sa­vaş hâlindeydiler. Hz. Ümmühanî’nin evine geldi. Hâris ve Zübeyr’i görünce şaşırdı. Her …

Devamı