Ebû Dücâne (r.a.), cesur bir sahabiydi. Allah ve Resûlü yolunda her an canını vermeye hazırdı. Bedir Savaşı’nda olduğu gibi Uhud Savaşı’nda da bunun alameti olarak başına kırmızı bir sarık sardı. Bunu gören Ensar, “Ebû Dücâne yine ölüm sarığını sardı!” dediler.[1] Hz. Ebû Dücâne, Peygamberimizin, hakkını vermek şartıyla kendisine teslim ettiği …
DevamıEbû’d-Derdâ (r.a.)
Ebû’d-Derdâ, ailesi içerisinde en son İslam’a girmesine rağmen, kısa zamanda gayretleriyle, feragatiyle, takvasıyla ve cihat meydanlarında gösterdiği kahramanlıklarıyla temayüz etmiş bir sahabidir. Asıl ismi “Uveymir” olup, “Ebû’d-Derdâ,” künyesidir. İslam’a girişi çok gariptir… Hanımına varıncaya kadar herkes Müslüman olduğu hâlde, o bir türlü İslam’a giremiyordu. Onun İslam’a girmesi için çok gayret …
DevamıEbû Cendel (r.a.)
Peygamberimiz (a.s.m.), gördüğü bir rüya üzerine 1400 sahabiyle birlikte umre için Kâbe’ye hareket etti. Bunu haber alan müşrikler, Müslümanları Kâbe’ye sokmamaya karar verdiler. Bunun üzerine Resûlullah (a.s.m.), Hudeybiye’de konakladı. Mekke’den gelen elçilere, “Biz hiç kimseyle savaşmak için gelmedik. Biz sadece umre yapmak, Beytullah’ı tavaf etmek için gelmiş bulunuyoruz.” dediyse de, …
DevamıEbû Berze Eslemî (r.a.)
İslam’ın ilk yıllarında Resûl-i Ekrem’in mukaddes davetine icabet eden, zekâsı, gücü, kuvveti ve ilmi ile hak dinin cihana duyurulması için gayret eden; bereketli, mücadeleci ve istikametli ömrünü hep o yolda harcayan; hakkı ve hakikati hiçbir tesir altında kalmayarak haykıran; Resûlullah ve onun Ehl-i Beyt’inin sevgisiyle yanan nadide şahsiyetlerden birisi de …
DevamıEbû Akîl (r.a.)
Ebû Akîl, Allah Resûlü’nü bağırlarına basan, onun uğruna canlarını, mal ve mülklerini feda eden, onun sevgisi yoluna hayatlarını hiçe sayan, nurlu sohbetinden istifade etmek için can atan, Kur’ân’ın methettiği bir fertti. Ensar’dandı. Ebû Akîl, Peygamberimizin davetine tereddütsüz icabet edip saadet halkasına giren bahtiyar zatlardan biriydi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, davasına gönül …
DevamıEban bin Sâid (r.a.)
İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken, bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısrara devam ediyordu. İşte, kardeşleri Hâlid ve Amr (r.a.) İslamiyet’le müşerref olduğu hâlde, putperestlik üzere kalmakta ısrar edenlerden birisi de Eban bin Sâid idi. Kardeşlerinin …
DevamıEbû Ubeyde bin Cerrah (r.a.)
Dünyada iken cennetle müjdelenen 10 bahtiyardan birisi olan Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.), İslam’a ilk gönül verenlerdendi. Asıl ismi “Âmir,” künyesi “Ebû Ubeyde”dir. Dedesine nispetle de “Ebû Ubeyde bin Cerrah” olarak meşhur olmuştur. Sülalesi yedinci karında Resûl-i Ekrem’e (a.s.m.) ulaşmaktadır. Hz. Peygamber (a.s.m.), “Her ümmetin bir emini vardır. Bu İslam …
DevamıEbu Ubeyde (ra)
Emînü’l-Ümme lâkabiyla anilan, ilk müslümanlardan ve asere-i mübessere ‘den olan sahâbî. Asil adi Amir b. Abdullah b. el-Cerrâh’tir. Kureys kabîlesinin Fihrogullari’ndandir. Nesebi, Rasûlullah’in nesebiyle dedelerinden Fihr’de birlesir (Ibn Sa’d, et-Tabakat, III, 297; Ibnül-Esir, Üsdü’l-Gâbe, III, 84). Ebû Ubeyde, Hz. Ebû Bekir’in dâvetiyle veya Osman b. Maz’un baskanliginda arkadaslariyla Rasûlullah’a giderek …
Devamı