Anasayfa / yhybzkrt (sayfa 11)

yhybzkrt

Kâ’b bin Ucre (r.a.)

Medineli olan Hz. Ka’b, Peygamberimize büyük bir muhabbetle bağlıydı. Re­sû­lul­lah’ı üzgün veya düşünceli görse sebebini sorar, yapabileceği bir şey varsa he­men hare­kete geçerdi. Bir defasında Re­sû­lul­lah’ı ziyaret etmişti. Mübarek sima­sının biraz solgun olduğunu gördü. “Anam babam size feda olsun, yâ Re­sû­lal­lah! Neyiniz var?” diye sordu. Peygamberimiz, “Üç gündür ağzıma bir …

Devamı

Kâ’b bin Mâlik (r.a.)

Hayat baştan sona imtihanlarla doludur. Bilhassa müminler bu neviden imti­hanların en şiddetlileriyle karşı karşıyadırlar. Bu itibarla, ömrünün büyük bir kısmını istikamet üzere ve İslami hizmetlerin ön safında geçiren bir müminin, bir gün gelip de nefsin hilelerine kapılmayacağı hususunda en küçük bir temi­natı mevcut değildir. Eski hayatına ve hizmetlerine bakıp da, …

Devamı

İrbad bin Sâriye (r.a.)

Tebük Gazvesi, Müslümanların büyük sıkıntı ve eziyetlere maruz kaldıkları bir savaştır. Bilhassa mali bakımdan bir hayli zorluk çektiklerini, bazı âyetlerden ve hadislerden anlamaktayız. Hz. Osman (r.a.) ordunun teçhizatı için bin dinar ve­rirken, Re­sû­lul­lah (a.s.m.) çok memnun olmuş ve onun hakkında, “Yâ Rabbi, ben ondan razıyım, sen de ondan razı ol!”[1]şeklinde …

Devamı

İmrân bin Husayn (r.a.)

Hz. İmrân (r.a.), Peygamberimizin davetine ilk uyan sahabilerdendi. İslam davasına gönül vermiş, çile ve ıstırabı peşinen kabul etmişti. O, İslam’la müşer­ref olduğu sırada, babası Husayn henüz müşriklerin safındaydı. İmrân, babasın­dan yüz çevirmekle hiç tereddüt göstermedi. Fakat bir yandan babasının da Müslüman olmasını, putlara tapmaktan vazgeçerek, kâinatın sahibi Yüce Al­lah’a kul …

Devamı

İkrime bin Ebî Cehil (r.a.)

İslam’a ve Hz. Peygamber’e (a.s.m.) düşmanlıkta babası Ebû Cehil’den aşağı değildi. Müşrikler arasında, ata biniciliğiyle şöhret bulmuş ve çevresinde müşriklerden bir fedai grubu kurmuş, savaşlarda en şiddetli hücumları yap­mıştı. Bu, yıllar sonra, Müslüman olarak Yermuk Savaşı’nda şehit olan İkrime bin Ebî Cehil’den başkası değildi. Resûl-i Ekrem, ihtişamlı zaferiyle Mekke’ye girdiğinde, …

Devamı

Hüreym bin Fâtik (r.a.)

Hz. Peygamber (a.s.m.), bütün insanlığa hak ve hakikati tebliğ ederken, bu arada kendisinden sonra İslam davasını ebediyete kadar müdafaa edecek, in­sanları nura çağıracak bir nesil yetiştiriyordu. Bu maksatla kurduğu Suffe Medresesi’nde, bütün dünyanın dikkat kesileceği ve çağımıza kadar bütün dünyayı aydınlatan İslam davasının faziletli ve yüksek hasletlere sahip müdafilerini yetiştiren …

Devamı

Huzeyme bin Sâbit (r.a.)

Resûl-i Ekrem Efendimizin feyizli sohbetinde bulunmak şerefine ermekle, dünyadayken cennet hayatını yaşama bahtiyarlığına ulaşan nurlu neslin her fer­dinin bizlere ışık tutan ayrı bir cephesi, örnek teşkil edecek bir hayat safhası, kı­lavuz olacak hikmetli bir sözü vardır. Peygamberimizle uzun müddet beraber olan, mescitte, şehirde, cihat meydanlarında hiç yanından ayrılmayan Ashâb-ı Kirâm’ın, …

Devamı

Huzeyfe bin Yeman (r.a.)

Re­sû­lul­lah’ın (a.s.m.) sır arkadaşıydı. Re­sû­lul­lah Efendimiz, münafıklarla ilgili bütün sırları ona söylemişti. “Kıyamet gününe kadar olmuş olacak şeyleri Re­sû­lul­lah bana haber verdi.” diyordu Huzeyfe bin Yeman. Bundan dolayı Hz. Ömer, bir vefat olduğunda Huzeyfe’yi takip ederdi. Hz. Huzeyfe’yi cemaat ara­sında görmezse, o kimsenin cenaze namazına gitmezdi. Zira Huzeyfe’nin o kimsenin …

Devamı

Hubeyb bin Yesaf (r.a.)

Hz. Re­sû­lul­lah (a.s.m.), Bedir Harbi’nin hazırlıklarını yapıyordu. Hazırlıklar ta­mamlanıp sahabiler harbe katılmak üzere yola çıktılar. Tam bu esnada bir zat, nefes nefese arkalarından yetişerek, kendisinin de savaşa katılmak istediğini bildirdi. Hz. Âişe (r.a.) bunu şöyle anlatır: Re­sû­lul­lah, Bedir Harbi’ne çıktığında Harretü’l-Vebre’de bir adam gelip ye­tişti. Bo­yu posu yerinde olan bu …

Devamı

Hubeyb bin Adiyy (r.a.)

Tevhid inancının inatçı düşmanları, gözlerini kamaştıran İslam nurunu gölgele­meye güçlere yetmeyince, çeşitli hilelere başvurmaktan geri durmadılar. Bil­hassa Bedir gibi Uhud’da da elebaşlarını kaybedince iyice azdılar ve intikam hıncıyla tutuştular. Lihyanoğullarıyla anlaşan Adal ve Kare kabilesinden bir grup, Müslüman olduklarını söyleyerek Peygamberimize müracaatta bulundular: “Yâ Re­sû­lal­lah, İslamiyet kabilemiz arasında yayılmaya başladı. …

Devamı