Anasayfa / yhybzkrt (sayfa 9)

yhybzkrt

Sâlim (r.a.)

Yatsı namazından sonraydı… Yanık bir Kur’ân sesi mescidi dolduruyordu. Ora­dan geçmekte olan Hz. Âişe, durup bu sesi dinlemekten kendini alamadı. Bir müddet bekleyip dinledi. Bu sebeple de eve geç döndü. Peygamberimiz, Hz. Âişe’ye nerede kaldığını sorunca, Hz. Âişe, çok güzel Kur’ân okuyan bir ses duyduğunu ve onu dinlemek için bir …

Devamı

Sâid bin Âmir (r.a.)

Peygamberimizin risalet ummanından feyiz alarak yetişen ve o eşsiz zattan hi­dayet nurları dererek insanlığa yol gösteren yıldız sahabiler, bulundukları de­virde ve gittikleri her yerde beşerin rahatı ve huzuru için çalışmış, iki dünya saa­detinin kazanılması için çok üstün bir gayret sarf etmişlerdir. Peygamberimizin ders halkasında yetişerek mükemmel bir insan olan ve …

Devamı

Sâbit bin Kays (r.a.)

Peygamberimizin ve Ensar’ın hatibi Sâbit bin Kays Şemmâs (r.a.), şık giyinmeyi sever ve daime güzel elbiselerle dolaşırdı. Bundan bir lezzet ve zevk alırdı. Kimse de kendisine bu hareketinin yanlış olduğuna dair bir söz söylememiş­ti. “Şüphesiz, Allah, kibirlenip gururlananları sevmez.”[1]mealindeki âyet-i keri­me nazil olunca, Sâbit’in durumu değişti, evine kapanıp ağlamaya ve …

Devamı

Sâbit bin Dahdaha (r.a.)

Hicret’ten birkaç yıl sonraydı… Yetim bir çocukla bir sahabi arasında, hurma ağacı se­bebiyle anlaşmazlık çıkmıştı. Mesele Peygamberimize intikal etti. Re­sû­lul­lah da her iki tarafı dinledikten sonra, sahabi lehine hüküm verdi. Bunun üzerine çocuk ağlamaya baş­ladı. Peygamberimiz, yetimin ağlamasına daya­namadı. Sahabiden, ağacı çocuğa bağış­lamasını istedi. Fakat sahabi kendisinin de ihtiyacı olduğunu …

Devamı

Sa’d bin Ubâde (r.a.)

Hz. Sa’d (r.a.), Medineli Müslümanlardandır. İkinci Akabe Biatı’na katıldı. İslam nurunun Medine’yi aydınlatmasında çok büyük gayret gösterdi. Malıyla canıyla İslam davasına hizmet etti. Uhud Savaşı’ndan itibaren Peygamberimizle (a.s.m.) birlikte bütün savaşlara katıldı ve Evs kabilesinin sancaktarlığını yap­tı. Hz. Sa’d’ın bizlere ışık tutacak birçok vasfı vardır. Bunlardan en belirgin olanı, cömertliğidir. …

Devamı

Sa’d bin Rabî (r.a.)

Hicret’ten bir sene önceydi… 12 kişilik bir kafile Mekke’ye geldi. Bunlardan altısı bir sene önce İslam’la şereflenmiş, seneye görüşmek üzere Peygamberi­mizle sözleşmişlerdi. Fakat bu buluşmadan kimse haberdar olmayacaktı. Mek­ke’ye yakın, “Akabe” denilen dar ve küçük bir vadide Peygamberimizle görüştü­ler. “Allah’a şirk koşmamak, hırsızlık ve zina yapmamak, çocuklarını öldürme­mek, kimseye iftira …

Devamı

Sa’d bin Muâz (r.a.)

Sa’d bin Muâz (r.a.) kısa dünya hayatının sadece altı yılını Müslüman olarak ge­çirmesine rağmen, büyük hizmetlere vesile olan ve Peygamberimiz için, “Ensar içinde en sevgili olma” şerefini kazanan bahtiyar bir sahabidir. Hz. Sa’d, Evs kabilesinin Eşhel kolunun reisi olmakla birlikte, umumi manada Evs’in reisliği de onun üzerindeydi. Hz. Peygamber’in Medine’de …

Devamı

Rabi’ bin Âmir (r.a.)

Hz. Ömer’in (r.a.) hilafeti zamanı idi… İslam adaleti altında Müslümanlar bir ta­rafta altın devirlerini yaşarken, İslam orduları da dört bir cephede yeni fetihler yapıyor, zaferler kazanıyor ve İslam topraklarını genişletiyorlardı. Sa’d ibni Ebî Vakkas’ın (r.a.) kumandası altındaki 34 bin kişilik İslam ordusu Acem topraklarına dayanmıştı. Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) duasının tahakkuk …

Devamı

Osman bin Talha (r.a.)

Cahiliye devrinde Kâbe’nin anahtarları sadece Hz. Osman bin Talha’nın sülale­sinin yanında bulunurdu. Bu vazife en son babasına kalmıştı. Uhud Savaşı’nda, müşriklerin safında bulunan babası Talha öldürüldüğünde, bu görev kendisine kaldı. Peygamberimiz, Mekke’de bulunduğu sırada Osman bin Talha’yı İslamiyet’e davet etmişti. Osman da, “Sen kavminin dinine aykırı davranıp yeni bir din …

Devamı

Osman bin Maz’un (r.a.)

Orta boylu, geniş sakallı, esmer bir zat, Re­sû­lul­lah’ın yanından geçiyordu. Evi­nin önünde oturan Resûl-i Ekrem Efendimize baktı ve gülümsedi. Efendimizin (a.s.m.) dikkatini çekti ve onunla sohbet etmeyi arzu etti. Aralarında şöyle bir konuşma geçti: “Biraz oturmaz mısınız?” “Peki oturayım.” diyerek Re­sû­lul­lah Efendimizin karşısına oturdu. Re­sû­lul­lah (a.s.m.) anlattı. Anlatırken gözünü göğe …

Devamı