Anasayfa / yhybzkrt (sayfa 16)

yhybzkrt

Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.)

Mekke ufuklarında İslam güneşinin doğmasının üzerinden seneler geçmişti… Komşu şehir Medine, gelen hidayet haberleriyle dalgalanıyordu. Ruh ve kalplerini bu nurlu güneşin ziyasıyla aydınlatmak isteyen Medineliler, Mekke yol­larına düşüyorlardı. Peygamber de (a.s.m.) onları emin bir yerde karşılamak için Mekke dışına çıkıyordu. Zira Mekke, müşriklerin inananlara olan zulüm ve işkenceleriyle kaynıyordu. Gelen …

Devamı

Ebû Dücâne (r.a.)

Ebû Dücâne (r.a.), cesur bir sahabiydi. Allah ve Resûlü yolunda her an canını vermeye hazırdı. Bedir Savaşı’nda olduğu gibi Uhud Savaşı’nda da bunun alame­ti olarak ba­şına kırmızı bir sarık sardı. Bunu gören Ensar, “Ebû Dücâne yine ölüm sarığını sardı!” dediler.[1] Hz. Ebû Dücâne, Peygamberimizin, hakkını vermek şartıyla kendisine teslim et­tiği …

Devamı

Ebû’d-Derdâ (r.a.)

Ebû’d-Derdâ, ailesi içerisinde en son İslam’a girmesine rağmen, kısa zamanda gayretleriyle, feragatiyle, takvasıyla ve cihat meydanlarında gösterdiği kahramanlıklarıyla temayüz etmiş bir sahabidir. Asıl ismi “Uveymir” olup, “Ebû’d-Derdâ,” künyesidir. İslam’a girişi çok gariptir… Hanımına varıncaya kadar herkes Müslüman olduğu hâlde, o bir türlü İslam’a giremiyordu. Onun İslam’a girmesi için çok gayret …

Devamı

Ebû Cendel (r.a.)

Peygamberimiz (a.s.m.), gördüğü bir rüya üzerine 1400 sahabiyle birlikte umre için Kâbe’ye hareket etti. Bunu haber alan müşrikler, Müslümanları Kâbe’ye sokmamaya karar verdiler. Bunun üzerine Re­sû­lul­lah (a.s.m.), Hudeybiye’de konakladı. Mekke’den gelen elçilere, “Biz hiç kimseyle savaşmak için gelme­dik. Biz sadece umre yapmak, Beytullah’ı tavaf etmek için gelmiş bulunuyoruz.” dediyse de, …

Devamı

Ebû Berze Eslemî (r.a.)

İslam’ın ilk yıllarında Resûl-i Ekrem’in mukaddes davetine icabet eden, zekâsı, gücü, kuvveti ve ilmi ile hak dinin cihana duyurulması için gayret eden; bere­ketli, mücadeleci ve istikametli ömrünü hep o yolda harcayan; hakkı ve hakikati hiçbir tesir altında kalmayarak haykıran; Re­sû­lul­lah ve onun Ehl-i Beyt’inin sevgisiyle yanan nadide şahsiyetlerden birisi de …

Devamı

Ebû Akîl (r.a.)

Ebû Akîl, Allah Resûlü’nü bağırlarına basan, onun uğruna canlarını, mal ve mülklerini feda eden, onun sevgisi yoluna hayatlarını hiçe sayan, nurlu sohbe­tinden istifade etmek için can atan, Kur’ân’ın methettiği bir fertti. Ensar’dandı. Ebû Akîl, Peygamberimizin davetine tereddütsüz icabet edip saadet halkasına giren bahtiyar zatlardan biriydi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, davasına gönül …

Devamı

Eban bin Sâid (r.a.)

İslamiyet’in tebliğinden sonra aileler ikiye ayrıldı. Bir kısmı Peygamberimize ve onun Rabb’inden getirdiği hakikatlere iman etme saadetini kazanırken, bir kısmı da batıl inançlarında körü körüne ısrara devam ediyordu. İşte, kardeşleri Hâlid ve Amr (r.a.) İslamiyet’le müşerref olduğu hâlde, putperestlik üzere kal­makta ısrar edenlerden birisi de Eban bin Sâid idi. Kardeşlerinin …

Devamı

Dımâd bin Sa’lebe (r.a.)

Mekke için için kaynıyordu. Her sokak başı, her ev, her kervan hep ondan bah­sedi­yordu. Muhammed’den (a.s.m.), onun getirdiği davadan söz ediyordu… Ba­zıları onu dinlediği bir sokak başında kalbinden vurulmuşcasına sarsılıp davasına teslim oluyor, bazıları kin ve inadında daha da ileri gidiyordu. Hidaye­te yol bulanlar onun etrafında toplanıyordu. Daire günden güne …

Devamı

Dıhyetü’l-Kelbî (r.a.)

Hz. Dıhye, Medineliydi. Asıl ismi “Dıhye bin Halife” idi. Fakat o, “Dıhyetü’l-Kel­bî” ismiyle meşhur olmuştu. Sima olarak Ashâbın en güzel olanıydı. Cebrail birkaç defa Peygamberimize onun suretinde geldi. Sahabiler onu gördükleri zaman Dıhye mi, yoksa Cebrail mi olduğunu ayırt edemezlerdi. Dıhye ticaretle uğraşırdı. Müslüman olmadan önce de Re­sû­lul­lah’a muhabbet duyar, …

Devamı

Cüleybib (r.a.)

Hz. Cüleybib, Ensar’dandı, bekârdı. Peygamberimiz onu evlendirmek istedi. En-sar’dan birinin kızına talip oldu. Sahabi, “Annesiyle bir konuşayım.” dedi. Hanı­mının yanına giderek, Re­sû­lul­lah’ın, kızlarını istediğini söyledi. Kadın, “Memnu­niyetle!” dedi. Kızını Re­sû­lul­lah’ın kendisi için istediğini zannetmiş. Sonradan Hz. Cüleybib (r.a.) için olduğunu öğrenince, “Hayır.” dedi. Vermeyeceğini söy­ledi. Bütün bunları duyan kızı, “Allah’ın …

Devamı