Peygamberimiz henüz açıktan davete başlamamıştı. Kendisine iman etme bahtiyarlığına eren sahabilerin sayısı 10’u bulmuştu. Bunlardan biri de Hz. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma idi. Hz. Fâtıma, Sâid bin Zeyd ile evliydi. Kocası da kendisi gibi iman nurunu tatmıştı. Karı-koca birlikte ibadet ediyorlar, Kur’ân öğreniyorlardı. Öyle ki, Hz. Sâid, sağlığında cennetle müjdelenmiş …
DevamıFâtıma bint-i Esed (r.anha)
Fırsat buldukça iyilik etmeyi, imkân oldukça yardımda bulunmayı hangimiz istemeyiz? Hele muhtaç olan kişi kimsesiz, mazlum ve bakıma muhtaç biriyse bazı zamanlar kendi ihtiyaçlarımızı unutur, onun isteklerini yerine getiririz. Yemez yedirir, giymez giydiririz. Yapabileceğimiz her türlü iyiliği eksik bırakmayız. Ali’nin mübarek annesi Hz. Fâtıma da böyle bir ruha sahipti. Nüfusca …
DevamıEsmâ bint-i Yezîd (r.anha)
Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yüce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu büyük insanlar, günlük hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Resûlullah’tan talep ediyorlar, çeşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimizin huzur-u saadetlerine gelerek müşkillerini arz ediyorlardı. Çünkü onlar, hayânın dini …
DevamıEsmâ bint-i Ümeys (r.anha)
İslamiyet’in ilk yıllarıydı… Müşrikler dayanılmaz işkencelerle Müslümanları dinlerini terk etmeye, Müslüman olma temayülünde olanları da korkutup sindirmeye çalışıyorlardı. Fakat güçlerini imanlarından alan sahabiler zerre kadar taviz vermiyorlar, inançlarında sebat ediyorlardı. Bu durum Peygamberimizi üzüyordu. Bir gün sahabilere, isterlerse Habeşistan’a hicret edebileceklerini söyledi. Bu teklif üzerine 15 kişilik bir grup Habeşistan’a …
DevamıEsmâ bint-i Ebî Bekir (r.anha)
Sahabi hanımlar içinde bazı parlak şahsiyetler vardır. Bunlar Asr-ı Saadet’te her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek İslam’ı öğrenmeye çalışmışlar, onunla hayatlarını şekillendirmişlerdi. Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ da (r.anha) bu hanımlar arasında yer alıyordu. Hz. Ebû Bekir, kızlarından Hz. Âişe’yi Resûlullah’a eş olabilecek bir şekilde yetiştirirken, Esmâ’nın da aynı …
DevamıZeyd bin Sâbit (r.a.)
Kur’ân-ı Kerim’in sûre ve âyetleri nazil oldukça, Peygamberimiz (a.s.m.) onları ezberlemek ve başkalarına ezberletmekle kalmaz, yazdırmak için de hemen sahabinin birisini çağırtır ve gelen vahyi ona yazdırırdı. Vahyi yazan kimselere “vahiy kâtibi” denirdi. Peygamberimizin birkaç vahiy kâtibi vardı. İşte bunlardan birisi de Zeyd bin Sâbit’tir (r.a.).[1] Zeyd bin Sâbit, Medineliydi. …
DevamıZeyd bin Hattab (r.a.)
“Kardeşim Zeyd, iki güzel hasletle beni geçti: Benden önce Müslüman oldu, benden önce şehit oldu!” sözleriyle Zeyd bin Hattab’a (r.a.) en güzel şahitliği Hz. Ömer (r.a.) yapmaktadır. Zeyd bin Hattab, Hz. Ömer’in baba bir kardeşidir. Resûlullah’ın (a.s.m.) çok sevdiği bahtiyarlar arasında Zeyd bin Hattab da vardır. “Suffe Medresesi’nin talebesi olmak” …
DevamıZeyd bin Hârise (r.a.)
Küçük Zeyd daha sekiz yaşındayken gurbete düşmüştü. Annesiyle birlikte dedelerinin ve ninelerinin türbelerini ziyarete gittikleri bir sırada düşmanlar tarafından esir alınmış ve Ukâz Panayırı’nda satışa çıkarılmıştı. Orada Hakîm ibni Huzâm 400 dirhem karşılığında Hatice validemiz için satın almıştı. İlahî kudret, Zeyd’in maceralarını daha çocukluğunda iken çileli başlatmıştı. Ancak bu çilelerin …
DevamıZeyd bin Erkam (r.a.)
Hz. Zeyd, küçük yaşta babasını kaybetmiş, yetim kalmıştı. Abdullah bin Revâha’nın şefkat eli bu küçük yetime yetişti. Uzun müddet onun yanında kaldı. Abdullah bin Revâha İslamiyet’i kabul edince, o da küçük yaşta Müslüman oldu. Hz. Zeyd, Bedir ve Uhud Savaşlarına yaşının küçük olması sebebiyle katılamamıştı. Fakat bundan sonraki bütün savaşlara …
DevamıZeyd bin Desinne (r.a.)
Hz. Zeyd (r.a.), Hz. Hubeyb’le birlikte müşriklerce yakalanıp Mekke’ye götürülen iki mazlumdan birisidir. Mekke’ye varınca, Safvan bin Umeyye, “Bedir’de öldürülen babasının intikamını almak” düşüncesiyle Hz. Zeyd’i, 50 deve karşılığında satın aldı. Safvan, Hz. Zeyd’i zincire vurup hapsetti. Bir müddet işkenceden sonra, idam etmek üzere Ten’im mevkiine götürdü. Hz. Zeyd, Hicret’ten …
Devamı